
Kurumlar, çalışanlarının ve hizmet alan kişilerin refahını ve iyiliğini ön planda tutan, sağlıklı bir ortam sağlamalıdır. Özellikle zorlu yaşam koşulları, travmalar veya stresle başa çıkmaya çalışan bireyler için, her kurumda güvenli bir alan yaratmak çok önemlidir. ''Travma Bilgili Yaklaşım'', kurumların çalışanlarına, müşterilerine ve hizmet kullanıcılarına daha duyarlı ve etkili bir şekilde destek sunmasına yardımcı olabilir.
Travma Bilgili Yaklaşım, kurumların çalışma ortamlarında sadece insanların fiziksel ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını da dikkate alır. Bu yaklaşım, travmaların bireylerin davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını nasıl şekillendirdiğini anlamayı gerektirir. Bu şekilde, travma geçiren bireylere daha güvenli, destekleyici ve saygılı bir ortam sunulabilir.
Kurumlarda Travma Bilgili Yaklaşımın Temel İlkeleri
1. Travmanın Farkında Olmak ve Tanımak
- Kurumlar, çalışanlarının ya da hizmet kullanan kişilerin geçmişte yaşadığı travmaları tanıyıp anlamalıdır. Bir çalışan ya da müşteri, travmatik bir deneyim yaşamışsa, bu travma onların davranışlarını, tepkilerini ve etkileşimlerini etkileyebilir.
- Örneğin, bir çalışan aşırı stres altındaysa ya da bir müşteri öfke ya da kaygı belirtileri gösteriyorsa, bunun altında geçmişteki travmaların etkisi olabilir. Bu nedenle, kurumlar, bu tür durumları empatiyle karşılamalı ve her durumda “kişinin yaşadığı travmanın etkileri”ni göz önünde bulundurmalıdır.
2. Güvenli Bir Ortam Yaratmak
- Güven, travma bilgili yaklaşımın temel taşlarındandır. Kurumlar, çalışanlarına ve hizmet alan bireylere güvenli bir ortam sağlamak için fiziksel ve duygusal güvenliği sağlamalıdır.
- Bu güven ortamı, bireylerin duygusal olarak rahat hissedebileceği, kendilerini ifade edebileceği ve destek alabileceği bir ortam yaratmayı içerir. Bu, kurum kültüründe saygılı ve duyarlı iletişimi teşvik etmek, zorlayıcı ya da travma tetikleyici davranışlardan kaçınmak anlamına gelir.
3. Duyarlı ve Saygılı İletişim
- Kurumlar, çalışanlarıyla ve hizmet alan kişileriyle olan iletişimlerinde travma bilincini göz önünde bulundurmalıdır. Travmatik deneyimleri olan bireyler için kullanılan dil, önerilen çözümler ve verilen geri bildirimler oldukça önemli olabilir.
- İletişimde; kesin ve sert bir dil yerine, saygılı, empatik ve açık bir dil kullanılmalıdır. Kritik ya da zorlayıcı geribildirimler yerine, destekleyici ve anlayışlı bir yaklaşım sergilenmelidir.
4. Bireysel Güçlenmeye Saygı Duymak
- Travma geçiren bireyler, geçmişteki deneyimlerinin kontrolünü kaybetmiş olabilirler. Bu nedenle, kurumlar, bu bireylere kendi yaşamları üzerinde tekrar kontrol sağlama fırsatı tanımalıdır.
- Kurumlar, çalışanlarına ya da hizmet kullanan kişilere, karar verme sürecinde aktif bir rol vererek, onların kendi süreçlerine saygı gösterir. Bireylerin seçenekler sunulmalı ve kendi sınırlarını belirleme hakları korunmalıdır.
5.Esneklik ve Seçenekler Sunmak
- Bireylerin her birinin ihtiyaçları farklıdır, bu nedenle kurumlar esnek bir yaklaşım benimsemelidir. Örneğin, travma sonrası stres yaşayan bir çalışan için zorlayıcı bir iş temposu yerine, daha esnek çalışma saatleri veya iş yükü verilebilir.
- Eğitimlerde, toplantılarda veya görevlerde alternatifler sunarak, kişilerin daha rahat bir ortamda çalışmalarını sağlamak önemli olabilir.
6. Eğitim ve Bilinçlendirme
- Kurum içindeki tüm çalışanlara, yöneticilere ve liderlere, travma bilincine dair eğitimler verilmelidir. Bu eğitimler, travma hakkında bilgi edinmelerine ve çalışanların, müşterilerin ya da hizmet kullanıcılarının ihtiyaçlarına daha duyarlı yaklaşmalarına yardımcı olur.
- Ayrıca, travma bilgisi ve travma bilgili yaklaşım konusunda bir ''kültür'' oluşturulmalıdır. Bu, yalnızca belirli bir grup değil, tüm kurumun bu anlayışı içselleştirmesi anlamına gelir.
Kurumlarda Travma Bilgili Yaklaşımın Uygulama Alanları
1. **İnsan Kaynakları ve Çalışan İlişkileri**
- Çalışanların işe alım süreçlerinde, duygusal zorlukları göz önünde bulundurulabilir. İşyerindeki zorlayıcı koşullar, stres ve travma yaşamış çalışanlar için daha dikkatli bir yaklaşım gerektirir.
- Çalışanlar arasında bir iletişim kültürü oluşturulurken, empati, anlayış ve saygı ön planda olmalıdır. Çalışanlar, duygusal zorlanmalarını rahatlıkla paylaşabilecekleri güvenli bir alan hissetmelidirler.
- Yöneticiler ve liderler, travma geçirmiş bireylerin ihtiyaçlarını anlamalı ve onlara uygun destekleri sunmalıdır. Bu, iş yükü, çalışma saatleri veya stresle başa çıkma yöntemlerine yönelik esneklikler sunmak şeklinde olabilir.
2. Müşteri ve Hizmet Kullanıcılarıyla İletişim
- Kurumlar, travma geçirmiş kişilere hizmet sunarken onların geçmiş deneyimlerine duyarlı olmalıdır. Hizmet, onlara saygılı ve empatik bir şekilde sunulmalı, herhangi bir tetikleyici durumdan kaçınılmalıdır.
- Müşteri hizmetlerinde de benzer bir yaklaşım benimsenebilir. Eğer bir müşteri öfkeliyse ya da zorlayıcı davranışlar sergiliyorsa, bu durumun arkasında bir travmanın etkisi olabileceği göz önünde bulundurulmalı ve buna göre bir çözüm önerilmelidir.
3. Eğitim ve Psiko-Sosyal Destek
- Kurumlar, çalışanlarına yönelik psikolojik destek ya da eğitim hizmetleri sunarak, travma sonrası iyileşme süreçlerini destekleyebilir. Özellikle eğitimlerde, stresle başa çıkma, duygusal farkındalık, empati ve sağlıklı iletişim gibi konulara ağırlık verilebilir.
- Ayrıca, çalışanlar için psikolojik danışmanlık veya travma sonrası iyileşme destek hizmetleri de sunulabilir. Bu, hem çalışanların verimliliğini artırır hem de kurum kültürünü iyileştirir.
4. İşyeri Tasarımı ve Çalışma Koşulları
- İşyeri tasarımında ve çalışma ortamında güvenliğe öncelik verilmelidir. Aydınlık, açık alanlar, sessiz odalar, rahatlatıcı unsurlar gibi düzenlemelerle, stres seviyeleri azaltılabilir.
- Çalışma ortamında fiziksel, duygusal ve psikolojik güvenlik sağlanmalıdır.
Kurumlarda ''Travma Bilgili Yaklaşım''uygulamak, çalışanlar ve hizmet kullanıcıları için güvenli, saygılı ve destekleyici bir ortam yaratır. Bu yaklaşım, sadece travma yaşayan bireylerin sağlıklı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda kurumun genel verimliliğini ve iş ortamını iyileştirir. Güvenli, duyarlı ve empatik bir yaklaşım benimsemek, her bireyin daha iyi performans göstermesini ve kuruma sadık kalmasını sağlar. Bu şekilde, kurumlar hem çalışanlarının hem de müşterilerinin refahına katkı sağlayarak daha güçlü ve sağlıklı bir toplum yaratılmasına yardımcı olabilir.
Kaynaklar:
SAMHSA (Substance Abuse and Mental Health Services Administration) - Trauma-Informed CareSAMHSA, travma bilgili bakımın temellerini ve uygulama prensiplerini detaylı bir şekilde açıklar. Web sitesinde, travma bilgili yaklaşımların nasıl uygulanacağı hakkında kapsamlı kılavuzlar ve eğitim materyalleri bulunmaktadır.
Web sitesi: SAMHSA Trauma-Informed Care
The National Center for Trauma-Informed Care (NCTIC) Bu merkez, özellikle travma bilgili bakımın sağlık hizmetleri, eğitim, iş gücü ve sosyal hizmetlerde nasıl uygulanması gerektiğini açıklayan birçok kaynak sunmaktadır.
Web sitesi: NCTIC Resources
"Trauma-Informed Care in Behavioral Health Services" (SAMHSA, 2014) SAMHSA tarafından yayımlanan bu kılavuz, travma bilgili bakımın sağlık ve davranışsal sağlık hizmetlerinde nasıl uygulanabileceğini açıklayan bir kaynaktır. Çalışanlar için eğitim ve organizasyonel stratejiler üzerine rehberlik sağlar.
PDF: Trauma-Informed Care in Behavioral Health Services
"The Body Keeps the Score" by Bessel van der Kolk (2014) Bu kitap, travmanın beden üzerindeki etkilerini ve travma sonrası iyileşme süreçlerini derinlemesine ele alır. Yoga, meditasyon ve diğer terapi yöntemlerinin travma tedavisindeki rolünü anlamak için faydalıdır.
Kitap: The Body Keeps the Score by Bessel van der Kolk
"Trauma-Informed Yoga: A Comprehensive Approach to Healing" by David Emerson David Emerson'un yazdığı bu kitap, travma bilgili yoga uygulamalarının, travma geçirmiş bireylerin iyileşme süreçlerine nasıl yardımcı olabileceğini açıklar. Yoga uygulamalarını bu bağlamda kurumsal alanda nasıl uygulayabileceğinizi anlamanızı sağlar.
Kitap: Trauma-Informed Yoga: A Comprehensive Approach to Healing by David Emerson
"Trauma-Informed Care: Principles, Practice, and Potential" (2009) by Dr. Laura van Dernoot Lipsky Dr. Laura van Dernoot Lipsky'nin yazdığı bu çalışma, özellikle travma bilgili yaklaşımların toplum temelli hizmetlerde ve sosyal hizmet alanlarında nasıl etkili bir şekilde uygulanabileceğini tartışır.
Kitap: Trauma-Informed Care: Principles, Practice, and Potential by Dr. Laura van Dernoot Lipsky
Bu kaynaklar, Travma Bilgili Yaklaşım'ın temellerini, farklı alanlardaki uygulamalarını ve bireylerin iyileşmesine nasıl katkı sağladığını anlamak için çok faydalıdır. Ayrıca, kurumlarda bu yaklaşımın nasıl uygulanacağına dair derinlemesine bilgi edinmenize yardımcı olabilir.
Kommentare